Yazar: Betül Olgun
Günümüzde modern toplumlarda ortalama yaşam beklentisi artmakta ve nüfus yaşlanmaktadır. Dünyada 2019 yılında 1 milyar olan 60 yaş ve üstü insan sayısının 2030 yılında %34 artış göstererek 1,4 milyara çıkması bekleniyor. 2050 yılında ise dünya genelinde yaşlı sayısının iki kat artması öngörülüyor. 2020 yılı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verisine göre tarihte ilk kez 60 yaş ve üzerindeki kişi sayısı, 5 yaşın altındaki çocuk sayısının geçtiğini söylüyor. Yaşam süresinin uzaması ve doğurganlığın azalması; dünya genelinde nüfusun yaşlanmasının en temel iki nedeni olarak görülüyor.
DSÖ’nün kabul ettiği yaşlılığın bilimsel anlamda sınıflandırılmasına göre takvim yaşımıza göre yaşlılık sınırı; 64 yaşın bitimi, 65 yaşın başlamasıdır. Yaşlılık dönem olarak nitelendirilen 65 yaş ve üstü dönem ise 3 evreye ayrılıyor:
Yaşlanmanın homojen bir süreç olmaması sebebiyle farklı evrelere bölündüğünü açıklayan DSÖ, bu sınıflandırmasıyla farklı dönemde bulunan yaşlıların da ihtiyaçlarının belirlenmesi ve karşılanmasını kolaylaştırıyor. Örneğin genç yaşlılar genellikle orta yaşlılarla benzer bir yaşam sürerken, çok ileri yaşlı grubundaki insanlar sağlık bakım hizmetlerine diğer yaşlı gruplarına göre daha fazla ihtiyaç duyuyor.
Dünya nüfusunun yaşlanması ve yaşlılığın öneminin artmasına paralel olarak Birleşmiş Milletler (BM), içinde bulunduğumuz bu dönemi Sağlıklı Yaşlanma On Yılı 2021-2030 (Decade of Healthy Ageing; 2021-2030) olarak ilan etti. Belirlenen bu dönemde hükümetlerin; sivil toplum, özel sektör, medya, uluslararası örgütler, akademi gibi kurumlarla iş birliği yaparak yaşlıların hayatlarının iyileştirilmesi öngörülüyor.
BM Sağlıklı Yaşlanma On Yılı yalnızca yaşlanma konusunda atılacak adımları değil aynı zamanda yaşlılık ve yaş ayrımcılığı konusunda düşünmemizi de istiyor. Bu sebeple Sağlıklı Yaşlanmanın On Yılı için Temel Raporu’nda 4 ana odak nokta belirlenmiş:
Yaşlı nüfusunun son 10 yıla göre gösterdiği artış hızı, küresel çapta müdahaleler gerektirdiğini gösterirken gerek Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumlar, gerekse hükümetler bu gerçeğe kayıtsız kalamıyor. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile de doğrudan ilişkili olan bu hedefler ise ülkeleri harekete geçmesi için teşvik ediyor. Görselle ilgili açıklama yazısı.
Sağlıklı Yaşlanmanın On Yılı için Temel Raporu’nda belirtilen 4 ana odak noktanın 3. ve 4. maddeleri doğrudan halk sağlığı ile ilişkili. Bu maddelere gerekçe olarak ise DSÖ’nün açıklamalarında dünya nüfusunun yaşlanması ile birlikte kanser, diyabet, kalp ve damar hastalıkları, kronik akciğer hastalıkları ve başta demans olmak üzere zihinsel hastalıkların arttığı, yaşla beraber gelen sağlık sorunlarının artmasında en önemli faktörler olan sigara, hareketsiz yaşam tarzı, obezite, sağlıksız ve bilinçsiz beslenme gibi olumsuz faktörlerin önüne geçilebilmesi için kapsamlı çalışmaların yapılması gerektiği belirtilmekte.
Bu çalışmalar ile birlikte, mümkün olan hastalıklarda koruyucu tedbirlerin alınması, mevcut hastalıklarda iyileşmenin sağlanması ve hastalık sonrası bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin geliştirilmesi olarak 3 adımda planlanan yaşlı sağlığı için özel tedbirler ve aksiyonlar alınması gerektiği ortaya çıkıyor.
Türkiye de 2018 yılında hazırlanan ve 2019-2023 yılları arasını kapsayan On Birinci Kalkınma Planı’nda yaşlılığa ve yaşlı sağlığına önem verdiğini belirtti. Bu bağlamda hazırlanan On Birinci Kalkınma Planı Yaşlanma Özel İhtisas Komisyonu’nda nüfusun yaşlanmasına ve yaşlılığa ilişkin mevcut durum incelenerek plan dönemi içinde yaşlılığa ilişkin sosyal politikaların geliştirilmesine temel oluşturacak hedefler ve eylemler aktif yaşlanma ve yaşam kalitesi yaklaşımı ile ele alınmış. Öneriler “aktif yaşlanma”, “sosyal içerme”, “kurumsal altyapının geliştirilmesi”, “yaşlanma konusunda veri kaynakları” ve “yaşlı bakım modelleri” temaları altında toplanmış. Her bir başlık altında belirlenen hedefler ile 2023 yılı sonunda yaşlılık konusunda BM Hedefleri ile örtüşen sonuçlara ulaşılması hedefleniyor.
BM tarafından Sağlıklı Yaşlanma On Yılı 2021-2030 ilan edildikten sonra yayınlanan Sağlıklı Yaşlanmanın On Yılı için Temel Raporu’na göre Dünyada yaşayan tüm yaşlı insanların en az % 14’ü şu anda tüm temel günlük ihtiyaçlarının karşılanmasından yoksunlar. Bu durum doğrudan halk sağlığı ile ilişkili olup halk sağlığının yaşlıların değişen ihtiyaçlarını gözeterek yeniden yapılandırılmasını gerekli kılıyor. Gerek Sağlıklı Yaşlanmanın On Yılı için Temel Raporu’nda gerekse Türkiye tarafından hazırlanan On Birinci Kalkınma Planı Yaşlanma Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda halk sağlığı alanında önemli değişiklikler öngörülüyor.
Bu bağlamda atılması gereken adımlardan bazıları birinci basamakta görevli aile hekimlerinin ve sağlık personelinin düzenli aralıklarla yaşlı kişilerin ihtiyaçlarını izlemesi, değişen sağlık sistemi konusunda yaşlılara özel bilgilendirmeler yapılması, yaşlı hastalığı olarak bilinen demans, alzheimer gibi hastalıklar konusunda politika belgelerinin oluşturulması ve özel önlemler alınması, geriatri uzmanlığının teşvik edilmesi olarak belirtilmiş. Bunlara ek olarak sağlıklı yaşlının yaşamını sorunsuz sürdürebilmesi, yalnız ya da ailesiyle yaşayan yaşlının bakım ihtiyaçlarının karşılanması için sağlık ve bakım hizmetlerinin kurumsallaşmasına ihtiyaç duyuluyor.
Aktif yaşlanma yaşlının ve giderek toplumun yaşam kalitesini yükseltmek için sağlığı, yaşama katılımı ve güvenliği en iyi duruma getirme ve bağımsız yaşamı sürdürebilme süreci olarak tanımlanıyor. Ömür uzarken yaşlının sağlıklı bir şekilde yaşlanması ve kaliteli bir yaşam sürdürebilmesi için dünyada kabul edilmiş olan ve Türkiye’nin uluslararası yaşlılık politikalarında da yer alan “aktif yaşlanma” yaklaşımı ise temel hedef olarak görülüyor.
Yaşlının, yaşlılık dönemini sağlıklı ve fonksiyonları yerinde olarak yaşayabilmesinde, bir başka deyişle “aktif yaşlanması”nda sağlık hizmetleri büyük önem taşıyor. Hastalıklardan korunma, nitelikli tedavi hizmetlerine erişim, sağlığın korunması konusunda bilgi ve farkındalıklarının artırılması ve tüm bunların sosyal içerme perspektifi ile yapılması ise hedeflenen “aktif yaşlanma”nın temel gereklilikleri olarak ortaya çıkıyor.
Yaşlanan bir nüfusta, halk sağlığının bu nüfusun ihtiyaçları doğrultusunda yeniden şekillenmesi; hem bugünün yaşlısını hem de geleceğin yaşlısını kapsayarak ekonomi ve sosyal politika gibi alanlarına da doğrudan katkı sağlayacak; yaşlanan nüfusta kalkınma ve refahın temelini oluşturacaktır.
Global report on ageism
World Health Organization, Geneva, 2021
https://www.who.int/publications/i/item/9789240016866
Erişim: 17.10.2021
On Birinci Kalkınma Planı (2019-2023) Yaşlılık Özel İhtisas Komisyonu, 2018
https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2020/04/YaslanmaOzelIhtisasKomisyonuRaporu.pdf
Erişim: 17.10.2021
Yaşlılık Tanımı, Yaşlılık Kavramı, Epidemiyolojik Özellikler
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği
https://www.solunum.org.tr/TusadData/Book/677/17102018112853-001.pdf
Erişim: 17.10.2021
Dünyada ve Türkiye’de Yaşlılık
Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Dergisi
Cilt: 3, Sayı: 1, Sayfa: 219-229, Bahar, Yıl: 2018